Voltify Elektrikli Bülten Dördüncü Sayısı | Voltify

Voltify Elektrikli Bülten Dördüncü Sayısı


Voltify’dan Elektrikli Bültenin dördüncü sayısına hoş geldiniz.

Sektörden, markalardan, analistlerden, kısacası dünyada elektrikli araç pazar ve ekosistemine etki eden gelişmelerden haftalık derlediklerimizi düzenli olarak Voltify Blog’da paylaşacağız.

Bizi sosyal medya kanallarımızdan takibe alarak gelişmelerden haberdar olabileceğinizi hatırlatarak bu haftanın gelişmelerine geçebiliriz.

Türkiye'de Şarj Noktalarının Gelişimi ve Mevcut Durumu


Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından yayımlanan son veriler, Türkiye’deki elektrikli araç (EV) şarj noktalarının hızlı büyümesini ve mevcut durumu detaylı bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu bültenimizde, Türkiye'deki toplam şarj noktası sayısındaki artış, AC ve DC şarj noktalarının gelişimi ve geleceğe yönelik değerlendirmeleri ele aldık.

Elektrikli Bülten Şarj Noktaları


Toplam Şarj Noktası Sayısındaki Artış


Haziran 2023 ile Haziran 2024 arasındaki bir yıllık dönemde Türkiye'deki şarj noktası sayısı ciddi bir artış gösterdi. Haziran 2023'te 5.912 olan toplam şarj noktası sayısı, Haziran 2024'te 20.065'e ulaşarak üç kattan fazla bir büyüme kaydetmiştir. Bu büyüme, Türkiye’nin elektrikli araç altyapısına yaptığı yatırımların ve bu alandaki teşviklerin etkili bir sonucu olarak değerlendirilebilir.

Bu veriler, her ay düzenli olarak artan şarj noktası sayısının, elektrikli araç sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere genişletildiğini göstermektedir.

AC ve DC Şarj Noktalarının Dağılımı


Veriler, AC ve DC şarj noktalarının sayılarındaki artışı da net bir şekilde ortaya koyuyor.

AC Şarj Noktaları: AC şarj noktası sayısı Haziran 2023'te 4.550 iken, Haziran 2024'te 12.755'e ulaştı. Bu, yaklaşık üç katlık bir büyüme anlamına geliyor. AC şarj noktalarının daha yaygın olması, bu şarj türünün daha düşük maliyetli olması ve daha fazla alanda kolayca kurulabilmesinden kaynaklanmaktadır.

DC Şarj Noktaları: DC şarj noktası sayısı ise Haziran 2023'te 1.362 iken, Haziran 2024'te 7.310’a yükselmiştir. DC şarj noktalarının sayısındaki bu dramatik artış, Türkiye’de hızlı şarj altyapısının genişletilmesine yönelik önemli adımların atıldığını gösteriyor. Hızlı şarj, özellikle uzun yolculuklar sırasında tercih edildiğinden, bu altyapının güçlendirilmesi, elektrikli araç kullanıcıları için büyük bir avantaj sağlıyor.

Geleceğe Yönelik Değerlendirme


Türkiye’de elektrikli araç şarj altyapısında yaşanan bu hızlı büyüme, ülkenin elektrikli araçlara geçiş sürecinde önemli mesafe katettiğini gösteriyor. Toplam şarj noktası sayısındaki artış, AC ve DC şarj noktalarının dengeli bir şekilde yayılması, kullanıcılar için daha fazla erişilebilirlik ve esneklik sunuyor.

Bu büyüme trendinin devam etmesi beklenmekte olup, özellikle DC şarj noktalarının sayısındaki artış, elektrikli araçların uzun mesafe kullanımını daha pratik hale getirecektir. Türkiye, elektrikli araç altyapısını genişleterek, bu alanda bölgesel bir lider olma potansiyeline sahip.

Türkiye'de Şarj Ağı İşletmecilerinin Soket Sayılarındaki Son Durum


Elektrikli Araç Şarj Ağı İşletmecileri


Haziran 2024 verilerine göre, Türkiye’deki şarj ağı işletmecileri arasında en büyük kapasiteye sahip olan ZES, toplamda 3.910 soket ile pazardaki liderliğini sürdürüyor. ZES, bu kapasitesinin büyük çoğunluğunu, %80’den biraz fazlasını AC soketlerden (3.162 adet) sağlamakla birlikte, DC soketlerde de (748 adet) önemli bir paya sahip.

Eşarj, ZES’in ardından gelen en büyük şarj ağı işletmecisi olarak öne çıkıyor. Eşarj’ın toplam soket sayısı 1.723 olup, bu sayı 362 AC ve 1.361 DC soket (%79 pay ile) destekleniyor.

Voltrun, üçüncü sırada yer almakta olup, 1.093 soket ile dikkat çekmektedir. Bu sayının 973’ü AC soket (%89 pay ile), 120’si ise DC soket olarak rapor edilmiştir. Voltrun, özellikle AC soketlerde daha geniş bir ağa sahiptir.

Dördüncü sırada yer alan Trugo, toplamda 1.037 soket ile piyasada yer almakta olup, 968 AC soket ve 69 DC soket ile hizmet vermektedir. Trugo’nun DC soket payının (%6,6) diğer büyük işletmecilere göre daha düşük olması dikkat çekmektedir.

Befull, Astor, Otojet, Sharz.net, En Yakıt ve Aksa Enerji, piyasada önemli paya sahip olan diğer şarj ağı işletmecileri olarak öne çıkıyor.

Özetle, yılın ilk yarısında, Haziran 2024 itibarıyla Türkiye’deki şarj ağı işletmecileri, şarj soketi sayısını hızla artırmaya devam ediyor. ZES, pazar lideri olarak dikkat çekmekte ve hem AC hem de DC soketlerde en yüksek kapasiteye sahiptir. Eşarj ve Voltrun, geniş altyapıları ile öne çıkarken, Trugo gibi diğer oyuncular da pazarda önemli bir yere sahiptir. Befull, Astor, Otojet, Sharz.net, En Vakit ve Aksa Enerji gibi diğer şirketler de pazarda rekabetçi konumlarını koruyarak büyümelerini sürdürmektedirler.

Bu veriler, Türkiye’nin elektrikli araç altyapısındaki büyümenin sürdüğünü ve şarj ağlarının yaygınlaştığını göstermektedir. Elektrikli araç kullanıcıları için erişilebilirliğin artırılması, sektörün gelinşlemesi ve kullanıcı memnuniyetinin gelecekteki potansiyelini olumlu yönde etkileyecektir.

Reeder’den 1 Milyar TL’lik Yerli Elektrikli Araç Yatırımı


Türkiye'nin en büyük yerli telefon üreticisi Reeder, yenilikçi ve yerli teknolojik ürünler geliştirme hedefi doğrultusunda büyük bir adım atarak elektrikli araç sektörüne giriş yaptı.

Reeder, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan 3 yıl süreli Yatırım Teşvik Belgesi alarak 1 milyar TL'yi aşan bir yatırım için kolları sıvadı. Bu teşvikle birlikte Reeder, gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, işveren sigorta primi desteği ve %80 vergi indirimi gibi önemli avantajlardan yararlanacak.

Samsun merkezli teknoloji şirketi Reeder, elektrikli araç geliştirme sürecinde büyük ilerlemeler kaydetti. Şirket, Haziran ayında üç farklı elektrikli araç projesinden ilkini tamamladığını duyurmuş ve Ağustos ayında seri üretime başlayacağını açıklamıştı. İlk model olan ve L6e sınıfında yer alan ReeV Classical, 45 km/saat azami hıza ulaşabilecek ve 120 km menzil sunacak. Bu modelin ardından, L7e sınıfında dört kapılı ReeV Max modelinin de yollara çıkması bekleniyor.

Reeder, elektrikli araç projelerinde %80 yerlilik oranını hedefliyor ve bu doğrultuda Türkiye'deki yerli firmalarla iş birliği yapıyor. Özellikle lityum iyon hücre üreticisi Aspilsan ve Kontrolmatik gibi firmalardan tedarik sağlayarak, yerli üretim oranını artırmayı amaçlıyor.

2024 yılı içerisinde Reeder’in geliştirdiği üç yeni elektrikli aracın Türkiye yollarında olması bekleniyor. reEV Classical ve ReeV Max modellerinin ardından, Reeder Fancy modeli de piyasaya sunulacak. Şirket, Fancy modelinin prototip aşamasını Haziran ayında tamamlamış ve Ağustos ayında ilk siparişleri almaya başlamayı planlıyor.

Reeder, tamamen yerli tasarımıyla dikkat çeken bu projelerle Türkiye’nin elektrikli araç sektöründe iddialı bir oyuncu olmayı hedefliyor. Yenilikçi teknolojileri ve güçlü yerli iş birlikleriyle Reeder, Türkiye’nin otomotiv sektörüne önemli bir katkı sağlamaya hazırlanıyor.

Elektrikli Araç Üretiminde Devrim: Giga Presler ve İleri Parça İşleme Teknolojileri


Tesla tarafından geliştirilen Gigapress üretim tekniği elektrikli araç üretim sürecinde yeni bir devrim niteliğinde rol oynuyor.
Dünyanın fosil yakıtların tükenmesi ve sürdürülebilirlik gibi zorluklarla karşı karşıya kalması, elektrikli araçların önemini her geçen gün artırıyor. Avrupa'da 2035'ten itibaren sadece elektrikli araçların üretimine izin verilecek olması, otomobil üreticilerini elektrikli araç üretimine hızla geçmeye zorluyor. Bu alanda önde gelen markalar, üretim süreçlerini daha verimli hale getirmek için yenilikçi teknolojilere yöneliyor. Bunlardan biri elektrikli araç üretiminde devrim niteliğinde bir yenilik olarak öne çıkan Giga Press, yani Tesla tarafından kullanılan devasa alüminyum döküm makinelerinin teknolojisi.

Gigapress, otomotiv endüstrisinde özellikle Tesla tarafından kullanılan gelişmiş bir alüminyum döküm tekniği. Bu teknik, devasa boyutlardaki makinelerle tek bir parça olarak büyük alüminyum parçaların üretilmesini sağlıyor. Gigapress sürecinde, eritilmiş alüminyum büyük bir kalıba enjekte ediliyor ve burada şekillendirilip hızla soğutuluyor. Bu yöntem, otomobil üretiminde kullanılan çok sayıda küçük parçanın tek bir büyük parça ile değiştirilmesine olanak tanıyor, bu da üretim sürecini hızlandırıyor, maliyetleri düşürüyor ve üretim verimliliğini artırıyor..

Giga Pres teknolojisi, otomobil üretiminde devrim niteliğinde bir yenilik sunarken, diğer otomobil üreticilerini de benzer çözümler geliştirmeye teşvik ediyor. JPMorgan’ın analizine göre, Tesla’nın bu yenilikçi yaklaşımı, özellikle küçük elektrikli araç girişimleri ve Çinli firmalar tarafından takip edilebilir.

Buna ek olarak, Roemheld’in geliştirdiği yeni sıkma teknolojileri, parça kalitesini artırıp hurda oranını düşürerek üretim verimliliğini artırıyor. Bu yenilikçi çözümler, elektrikli araç üretiminde maliyetlerin düşürülmesi ve verimliliğin artırılmasında kilit rol oynuyor. Tesla’nın öncülük ettiği bu yenilikler, otomotiv sektörünün geleceğini şekillendiriyor.

Çeşitli otomotiv ve teknoloji şirketlerinin gigacasting ve megacasting gibi büyük ölçekli döküm teknolojilerini nasıl kullandıklarını kısaca özetlersek eğer;

GM (General Motors): GM, Cadillac Celestiq modelinde megacasting teknolojisini kullanarak alt gövde çerçevesi üretiyor. Bu teknoloji, düşük hacimli üretimlerde maliyet ve tasarım esnekliği avantajları sağlıyor.

Huawei: Huawei, Aito M9 modelinin arka alt gövde bölümlerini büyük döküm makineleri ile üretiyor. Bu teknoloji, araçların yapısal sertliğini artırırken, parça sayısını yüzlerce azaltıyor.

Hyundai: Hyundai, 2026'da Tesla tarzı 'Hypercasting' teknolojisini kullanarak elektrikli araç üretimine başlayacak. Bu teknoloji, araç gövdesini tek parça halinde dökmek için alüminyum alaşımların kullanıldığı kalıplar içeriyor.

Lexus: Lexus, LF-ZC ve LF-ZL konsept araçlarında gigacasting teknolojisini kullanarak modüler bir yapı oluşturacak. Bu teknoloji, araçların iç mekanında daha fazla esneklik ve sürüş kalitesi sağlıyor.

Mercedes: Mercedes-Benz, EQXX konsept otomobilinde megacasting kullanmayı planlıyor. Bu teknoloji, aracın arka yapısında biyonik tasarım özellikleri içeriyor.

Toyota: Toyota, 2026'da piyasaya sürülecek elektrikli araçlar için megacasting teknolojisini benimseyecek. Bu teknoloji, aracın ön, orta ve arka bölümlerini büyük alüminyum döküm parçalar halinde üretmeyi hedefliyor.

Volkswagen: Volkswagen, Trinity elektrikli araç projesinde megacasting teknolojisini kullanarak üretim sürecini hızlandırmayı ve araçların bileşen sayısını azaltmayı planlıyor.

Volvo: Volvo, Torslanda fabrikasına megacasting teknolojileri için 855 milyon Euro yatırım yaptı. Bu teknoloji, aracın arka yapısını tek parça olarak üretmek için kullanılacak.

Xiaomi: Xiaomi, SU7 modelinde gigacasting teknolojisini kullanacak. Bu teknoloji, aracın arka alt gövde bölümünde 72 bileşeni tek parça haline getiriyor ve üretim süresini %45 oranında azaltıyor.

Elektrikli Araçlar, Benzinli Araçlar ve LPG'li Araçlar: Yangın Riski Karşılaştırması


Son yıllarda, çevre dostu ve yenilikçi çözümler arayışı, elektrikli araçları ön plana çıkarırken, benzinli ve LPG'li araçların yangın riski konusunda da merak uyandırdı. Peki, bu üç araç türü arasındaki yangın riski nasıl farklılık gösteriyor?

Elektrikli Araçlar: Şimdiye Kadarki Veriler Ne Söylüyor?


Elektrikli araçlar, bataryalarından kaynaklanan enerjiyle çalışır. Şimdiye kadar toplanan veriler bu araçların yanma riskinin daha yüksek olmadığını, hatta bir çok kaynağa göre daha düşük olduğunu gösteriyor.

İsveç Sosyal Koruma ve Hazırlık Kurumu’nun (MSB) 2023 raporuna göre, İsveç'teki yaklaşık 611.000 elektrikli araçtan yılda ortalama 20 yangın çıkmaktadır. Buna karşılık, yakıtla çalışan 4,4 milyon araçta aynı dönemde yaklaşık 3.400 yangın meydana gelmiştir.

Avustralya’nın EV FireSafe grubu tarafından yapılan bir başka araştırma, elektrikli araçların yangın çıkarma olasılığının %0,0012, içten yanmalı motorlu araçlarda ise bu oranın %0,1 olduğunu belirlemiştir.

Elektrikli araç satışlarında açık ara dünya lideri olan Norveç'te Sosyal Güvenlik ve Acil Durumlara Hazırlık Müdürlüğü'nün raporuna göre benzinli ve dizel araçlar elektrikli araçlara göre 4-5 kat daha fazla yangın riski taşıyor. İsveç Sivil Acil Durumlar Ajansı 2022 yılında 100 bin elektrikli ya da hibrit araç başına 3.8 yangın çıktığını, içten yanmalı araçlarda ise 100 bin araç başına 68 yangının rapor edildiğini belirtti.

Elon Musk, 2012-2021 arasında ABD'de kazaya karışan Tesla araçlarındaki yangın sayısının diğer araçlardan kilometre başına hesap yapıldığında 11 kat düşük olduğunu söyledi.

Bununla birlikte elektrikli araçlarda çıkan yangınların söndürülmesi geleneksel yöntemlerden farklı yöntemler gerektirebilir ve bu nedenle daha zor olabilir. Bu nedenle özellikle ağır kazalar sonrasında yangın olmasa veya söndürülse bile araçların bir müddet karantinaya alınması benimsenen yöntemler arasında.

Önemli Noktalar:

Benzinli Araçlar: Geleneksel Riskler


Benzinli araçlar, içten yanmalı motorları nedeniyle yangın riski taşır. Bu araçlardaki yangınların ana sebepleri arasında yakıt sızıntıları, aşırı ısınma ve elektrik arızaları bulunur. Şu ana kadarki veriler, benzinli araçların yangın riskinin, elektrikli araçlara göre 4-5 kat daha fazla olduğunu ortaya koyuyor. Ancak bu veriler incelenirken örnekleme dahil edilen araçların yaşı gibi kriterlerin göz önünde bulundurulması önemlidir. Zamanla elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla oluşacak veriler takip edilmelidir.

Önemli Noktalar:



LPG'li Araçlar: Alternatif Yakıt, Farklı Riskler


LPG'li araçlar, yakıt olarak sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) kullanır. Bu araçlar yangın riski konusunda bazı özel tedbirler gerektirir. LPG, yüksek basınç altında sıvılaştırıldığı için, gaz kaçakları veya tank hasarları yangın riski yaratabilir.

Önemli Noktalar:



Hangisi Daha Güvenli?


Her araç tipi için yangın riski bulunur ve bu risklerin minimize edilmesi için kullanıcıların dikkatli, bilinçli ve düzenli bakımlarını aksatmamaları büyük önem taşır. Özellikle LPG'li araçlar için, uygun bakım ve kontrollerin yetkili servislerde yapılması, elektrikli araçlar içinse profesyonel şarj istasyonlarının kullanılması yangın riskini en aza indirmede kritik rol oynuyor.

Dinamik Şarj ile Elektrikli Araç Sahiplerine Büyük Tasarruf Fırsatları


Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte, bu araçların şarj süreçlerini optimize etmek her zamankinden daha önemli hale geliyor. Uzmanlar, şirket aracı sürücüleri için ev tipi şarj cihazı kurmayı düşünen filo ve işletmelere, dinamik şarj teknolojileriyle uyumlu donanım ve yazılım kullanmalarını öneriyor. Dinamik şarj, sürücülerin en düşük elektrik tarifelerinden faydalanarak maliyetleri minimize etmelerini sağlıyor.

Dinamik Şarj Nedir?


Çoğu yeni şarj cihazı, sürücülere bir uygulama aracılığıyla belirli saatlerde tarifeden faydalanma imkanı sunar. Bu, sürücülerin araçlarını eve geldiklerinde şarj cihazına bağlayabilecekleri, ancak şarj işleminin düşük tarifeye ayarlanmış belirli saatlerde, genellikle gece yarısından sonra başlayacağı anlamına gelir. Dinamik şarj ise daha esnek bir yapıya sahiptir ve elektrik fiyatlarının en düşük olduğu anlarda şarj işlemini başlatır. Bu zamanlar, örneğin güneşli veya rüzgarlı havalarda yenilenebilir enerji fazlası olduğunda veya elektrik talebinin düşük olduğu saatler olabilir.

Dinamik Şarj Tarifeleri


Avrupa'da giderek artan sayıda enerji perakendecisi, saatlik olarak değişen maliyetlerle dinamik şarj tarifeleri sunmaktadır. Norveç'te Fortum'un spot fiyatı, Hollanda'da Eneco'nun Dynamisch'i, Almanya ve Avusturya'da Awattar'ın Stromtarif Hourly'si ve İngiltere'de Hive'ın FreeCharge'ı gibi ürünler bu kategoride yer alır.

Tasarruf Potansiyeli


Enerji platformu Kaluza'ya göre, dinamik tarifeler kullanan sürücüler, sabit tarifelere kıyasla şarj maliyetlerinde %10-60 arasında tasarruf sağlayabilir. Ancak sürücüler, ev içi elektrik tüketimlerini daha düşük fiyat dönemlerine kaydıramadıkları takdirde, diğer elektrik kullanımları için daha fazla ödeme yapma riskiyle karşılaşabilirler.

Dinamik Şarjın Avantajları


Ohme Belçika Kıdemli İş Geliştirme Müdürü Pieter Van der Auwermeulen, dinamik fiyatlandırmanın elektrikli araç işletme maliyetlerinde önemli tasarruflar sağladığını belirtiyor. Ohme'nin tüm şarj cihazları, esnekliği sayesinde her türlü elektrik tarifesiyle uyumlu çalışabilmektedir. Ayrıca, dinamik fiyatlandırma aboneliği, sürücülerin iş gününe boş elektrikli araç pilleriyle başlamaları anlamına gelmez. İngiltere'de Hive'ın FreeCharge'ı, sürücülere 'Hazır Olma Zamanı' ayarlama imkanı tanır ve bu teknoloji, elektrikli araçların belirlenen son tarihten önce tamamen şarj edilmesini sağlar.

Avrupa'da Dinamik Şarj Uygulamaları


Avrupa genelinde, Norveç'ten İspanya'ya kadar uzanan PowerGo şarj ağı, bu dinamik şarj felsefesini kamusal şarja da taşımaktadır. PowerGo'nun uygulaması, sürücülere gelecek saatler için dinamik fiyatlar hakkında içgörüler sağlar, böylece elektrikli araçlarını en düşük ve en sürdürülebilir tarifelerden ne zaman şarj edeceklerini tam olarak bilirler.

Kısaca dinamik şarj, elektrikli araç sahiplerine ve işletmelere büyük tasarruf fırsatları sunuyor. Bu teknoloji, hem maliyetleri azaltmak hem de sürdürülebilirliği artırmak için önemli bir araç haline gelmiştir. Elektrikli araç kullanıcılarının, şarj çözümlerini seçerken dinamik fiyatlandırma teknolojisini dikkate almaları, uzun vadede önemli avantajlar sağlayacaktır.