if (window.location.href.includes("kurumsal-teklif")) {
window.dataLayer = window.dataLayer || [];
window.dataLayer.push({
'event': 'kurumsal_teklif_button_click'
});
}
Voltify Elektrikli Bülten On Beşinci Sayısı
Voltify’dan Elektrikli Bültenin yeni sayısına hoş geldiniz.
Sektörden, markalardan, analistlerden, kısacası dünyada
elektrikli araç pazar ve ekosistemine etki eden gelişmelerden haftalık derlediklerimizi düzenli olarak
Voltify Blog’da paylaşıyoruz.
Bizi sosyal medya kanallarımızdan takibe alarak gelişmelerden haberdar olabileceğinizi hatırlatarak bu haftanın gelişmelerine geçebiliriz.
IDTechEx: Elektrikli Araç Pillerinde İkinci Ömür Pazarının 2035’te 4,2 Milyar Dolarlık Değere Ulaşması Bekleniyor
IDTechEx, kullanım ömrünü tamamlamış
elektrikli araç pillerinin ikinci ömür uygulamalarının önümüzdeki on yıl içinde yaygınlaşacağını ve bu alandaki pazarın 2035 yılına kadar
4,2 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşacağını öngörüyor. Bu pillerin geri dönüşümden önce yeniden kullanımı, değerlerini artırırken aynı zamanda döngüsel ekonomiye önemli bir katkı sağlıyor.
İkinci Ömür Uygulamaları ve Kullanım Alanları
Elektrikli araçlarda kullanılan
lityum-iyon piller, zamanla performans kaybına uğrayarak bu araçlarda ihtiyaç duyulan seviyeyi karşılayamaz hale gelebilir. Ancak geri dönüşümle değerli materyaller ayrıştırılıp yeni pillerin üretiminde kullanılabilir veya yeniden kullanımla, enerji depolama sistemleri veya düşük güçlü
elektromobilite gibi farklı alanlara hizmet edebilir.
Bazı durumlarda, bir pil paketindeki belirli hücreler ya da modüller değiştirilebilir ve böylece ilk kullanım süresi uzatılabilir. Bununla birlikte, ikinci ömründeki piller genellikle sabit enerji depolama, ticari tesislerde
yenilenebilir enerji optimizasyonu veya tepe yük dengelemesi gibi daha az zorlu uygulamalarda değerlendirilir.
Avrupa ve Kuzey Amerika: IDTechEx’e göre ticari ve endüstriyel müşteriler için ikinci ömürlü pil çözümlerinde istikrarlı bir büyüme gözleniyor. Özellikle konutlarda
enerji depolama ve
şebeke ölçekli enerji sistemleri alanı gelişiyor.
Çin: Telekom yedek güç uygulamalarında lider konumda olan ülke, bu alandaki ölçekli yatırımlarla dikkat çekiyor.
İkinci Ömürlü Pillerin Zorlukları ve Maliyetleri
İkinci kullanım uygulamalarında maliyet avantajı sağlanabilse de bazı zorluklar pazarı etkilemeye devam ediyor.
- Lojistik ve İşçilik Giderleri: Pilin taşınması, sökülmesi ve yeniden birleştirilmesi yüksek maliyet yaratıyor. Yarı otomatik pil söküm projeleri, işçilik maliyetlerini azaltmayı hedefliyor.
- Performans Kısıtlamaları: İlk ömründe aşınan bu pillerin, yeni lityum-iyon enerji depolama sistemlerine kıyasla daha düşük fiyatla sunulması gerekiyor.
- Pil Tasarımındaki Zorluklar: Hücreden pakete (CTP) tasarımlar, enerji yoğunluğunu artırarak elektrikli araçların menzili iyileştirmesi sağlasa da bu tasarımlar daha karmaşık söküm işlemlerine yol açabiliyor.
Regülasyonlar ve Politikalar
Avrupa Birliği, Çin ve ABD gibi bölgeler, ikinci ömürlü pillerin potansiyelini artırmak için yeni düzenlemeler geliştiriyor.
Örneğin
AB Pil Yönetmeliği pillerin yeniden kullanımıyla ilgili terminolojiler netleştirirken geri dönüşüm yerine yeniden kullanımın teşvik edilmesi gerektiği belirtiyor. Diğer yandan oyuncuların ikinci kullanım yerine doğrudan geri dönüşüme yönelmelerinin önüne geçmek için daha kapsamlı teşvik mekanizmalarına ihtiyaç duyuluyor.
Rapor, ayrıca bu alanda faaliyet gösteren şirket profillerini ve öne çıkan trendleri inceliyor.
30’dan fazla şirketin profilinin yer aldığı çalışmada şirketler şu başlıklarda inceleniyor:
- İkinci ömürlü pil kullanımında faaliyet gösteren firmalar.
- Gelişmiş teşhis ve test teknolojileri geliştiren girişimler.
- Lityum-iyon pil geri dönüşüm süreçlerinde uzmanlaşmış şirketler.
Öne çıkan trendler ise şöyle:
- Yarı otomatik pil söküm projeleri ve otomasyon.
- Yapay zekâ destekli pil sağlığı tespiti ve modelleme.
- İşletmeden işletmeye (B2B) pil pazar yerlerinin büyümesi.
Özetle, elektrikli araçlardan emekliye ayrılan pillerin
ikinci ömür uygulamaları hem çevresel sürdürülebilirlik hem de ekonomik fayda açısından büyük bir potansiyel sunuyor. Ancak, maliyet düşürme, performans iyileştirme ve regülasyonların geliştirilmesi gibi zorluklar, sektör oyuncularının odaklanması gereken önemli alanlar olarak öne çıkıyor.
IDTechEx raporu, bu alanda faaliyet gösteren tüm paydaşlar için kapsamlı bir rehber sunarak,
ikinci ömürlü pil pazarının dinamiklerini detaylı bir şekilde ele alıyor.
Avrupa'nın Elektrikli Araç Yarışı: Çinli Rakiplere Yetişme Mücadelesi
Avrupa Birliği,
2035 yılı itibarıyla yalnızca
elektrikli araç kullanımına geçiş hedefiyle büyük bir dönüşüm süreci yaşarken, Avrupalı otomobil üreticileri bu alanda Çinli rakipleriyle rekabette zorlanıyor.
Elektrikli araç bataryaları konusunda lider konumda olan Çinli CATL, Stellantis ile birlikte İspanya’nın Zaragoza kentinde
4.1 milyar dolarlık bir yatırımla büyük bir batarya fabrikası kuracağını duyurdu.
2026 yılı sonunda
lityum demir fosfat (LFP) pil üretimine başlaması planlanan tesis, İspanya’nın
yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak çevre dostu üretim yapmayı hedefliyor. Bu ortaklık, Avrupa’nın
elektrikli araç sektöründe rekabet gücünü artırma çabalarının bir parçası olarak öne çıkıyor.
Almanya’nın ardından Avrupa’nın en fazla otomobil üreten ülkesi olan
İspanya, bu yatırım için kritik bir merkez olarak seçildi. Ayrıca
Zaragoza’da kurulacak fabrikanın,
İspanya’nın zengin yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanarak çevre dostu üretim yapması hedefleniyor.
Elektrikli araç bataryalarında Çin’in teknolojik üstünlüğü devam ederken, Avrupa yerli üreticileri korumak ve Çinli şirketleri Avrupa’da üretime teşvik etmek için ithal ürünlere gümrük vergisi uyguluyor. Ancak, yerel üretim tarafında yaşanan zorluklar ve
Northvolt’un iflas başvurusu gibi gelişmeler, Avrupa’nın bu alandaki ilerlemesini sınırlıyor.
Stellantis ve
CATL iş birliği gibi yatırımlar, Avrupa'nın
elektrikli araç ekosistemini güçlendirmek ve küresel rekabette daha güçlü bir yer edinmek adına kritik öneme sahip.
Bu süreçte,
CATL ve
Stellantis iş birliği gibi büyük ölçekli yatırımlar, Avrupa'nın batarya üretiminde kendi kendine yetebilir hale gelmesi ve
Çin'in liderliğine karşı koyabilmesi için hayati öneme sahip.
2035 hedefine ulaşılması, Avrupalı üreticilerin bu tür iş birliklerini artırması ve teknolojik yeniliklere daha fazla odaklanması ile mümkün olacak.
Global Fleet Survey 2024
Global Fleet Survey her yıl filo yönetimindeki trendleri, zorlukları ve fırsatları ele alarak sürdürülebilirlik, maliyet verimliliği ve operasyonel mükemmeliyet konulara odaklanan bir rapor yayımlıyor. Bu yıl yayımlanan rapordan öne çıkan başlıklar şöyle:
Filo Stratejisi: Filo yöneticilerinin 2025 önceliklerinin başında maliyet azaltma ve verimlilik (%87), elektrifikasyon (%76) ve idari iyileştirmeler (%36) geliyor. Filo büyüme beklentileri bölgelere göre farklılık gösteriyor. Avrupa'da filo büyüklüğünün stabil kalması beklenirken (%60), Asya-Pasifik en düşük büyüme beklentisine sahip (%13).
Telematik: Telematik kullanımı artıyor; özellikle Avrupa’da telematik kullanmayan filo oranı 2023’te %59’dan 2024’te %46’ya düştü. Diğer yandan Kuzey Amerika, Latin Amerika ve Asya-Pasifik’te maliyet ve algılanan gereklilik nedeniyle zorluklar devam ediyor. Telematik donanımlı araç filolarının Avrupa’da (%56) ve Kuzey Amerika’da (%44) artması bekleniyor.
Finans ve Kiralama: Tüm hizmetler dahil kiralama, küresel olarak tercih edilen araç finansman modeli olmaya devam ediyor ve risk azaltma ile maliyet öngörülebilirliği avantajları sunuyor. Kiralama şirketi seçiminde fiyat şeffaflığı (4,87/5), küresel kapsama ve sürdürülebilirlik hedefleri belirleyici faktörler arasında.
OEM Stratejisi: Filo yöneticileri, geleneksel faktörlerden (indirimler gibi) çok sürdürülebilirlik kriterlerine öncelik vermeye başladı.
Polestar ve
BYD gibi
elektrikli araç markaları büyürken, Opel ve Fiat gibi geleneksel markalar ilgi kaybediyor. Bu değişim, maliyet verimliliği ve çevresel sorumluluk arasındaki dengeyi yansıtıyor.
Sürdürülebilirlik: Tamamen elektrikli araçların 2030 yılına kadar filo yönetiminde hâkim konuma gelmesi bekleniyor (%12,9’dan %60,5’e artış). Avrupa, güçlü düzenleyici destekle bu geçişe liderlik ederken, Afrika ve Orta Doğu altyapı sorunları nedeniyle daha yavaş ilerliyor. Araç başına düşen CO₂ emisyonları, gelişmiş teknolojiler ve GHG Protokolü'ne uyum sayesinde küresel olarak azalıyor.
Sektör Oyuncularından Öngörüler:
- Cadillac, performans ve sürdürülebilirliği birleştiren lüks elektrikli araçlara odaklanıyor.
- Enterprise Rent-a-Car, 'gri filo' kullanımının maliyet ve çevresel risklerini vurgulayarak, daha güvenli ve temiz kiralık araçların avantajlarını savunuyor.
- Polestar, yıllık Yaşam Döngüsü Değerlendirme (LCA) raporlarıyla şeffaflık sunarak sürdürülebilirlik odaklı filo çözümleri sunuyor.
Yolda Güneşten Güç Alın: DartSolar'ın Devrimsel Tasarımı
ABD merkezli startup DartSolar, elektrikli araçlar için geliştirdiği yenilikçi güneş enerjili tavan rafıyla dikkat çekiyor. Los Angeles merkezli şirketin bu tavan rafı, araçlara günlük 20 mil (32 km) ek menzil kazandırıyor ve şarj cihazına bağlanmaya gerek bırakmıyor.
Teknik Özellikler:
- 360 W güneş kapasitesi ile sürüş sırasında enerji üretiyor ve katlanarak 1 kW kapasiteye kadar genişleyebiliyor.
- Alçak profilli bu raf, yalnızca 15 saniyede genişleyebiliyor.
- Çeşitli elektrikli araç modelleriyle uyumlu olarak test edildi.
- Paneller, üretilen enerjiyi araç tarafından kullanılacak 120 V alternatif akıma dönüştüren bir güç ünitesine bağlı.
Tasarım ve Kullanıcı Dostu Özellikler:
- Raf, yalnızca sekizde bir inç kalınlığında, hafif ve özel güneş panelleriyle üretilmiş.
- Kullanıcıların kendilerinin kurulum ve onarım yapmasına olanak tanıyan DIY (kendin yap) yaklaşımıyla tasarlandı. Bu kapsamda açık plan, onarım talimatları ve 3D yazdırılabilir parçalar sunuluyor.
Fiyat ve Performans:
- Ürünün fiyatı 2.950 dolar olarak belirlenmiş.
- 10 yıllık kullanım ömrü, 2 yıllık geri ödeme süresi ve 5 kat yatırım getirisi vaat ediyor.
DartSolar, bu yenilikçi tavan rafını geliştirmek için üç yıllık bir araştırma süreci yürüttü ve
2024 yılında resmi olarak faaliyete geçti.
Elektrikli araçların menzil kaygısı sorununu azaltmayı hedefleyen bu çözüm, sürdürülebilir ulaşımın geleceği için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Avrupa Motorlu Taşıt Pazarı İstatistikleri’nden Öne Çıkanlar
Uluslararası Temiz Ulaşım Konseyi (International Council of Clean Transportation) tarafından hazırlanan ve
2001-2023 arasında Avrupa Birliği'ndeki binek otomobil, hafif ticari ve ağır hizmet araç filolarının istatistiksel portresini sunan ‘Avrupa
Motorlu Taşıt Pazarı İstatistikleri 24/25’ yayımlandı. Rapor yeni araç kayıtları, teknolojiler, yakıt tüketimi ve egzoz emisyonları hakkında veri sağlıyor ve araç pazarının uzun vadeli eğilimleri hakkında içgörüler sunuyor.
Araç Kayıtları
2001'den itibaren yeni araç kayıtları istikrarlı bir şekilde arttı, ancak
2021'de
COVID-19 pandemisinin etkisiyle rekor bir düşüş yaşandı.
2023 itibarıyla yeni araç kayıtları
10.6 milyona ulaşarak toparlanma belirtileri gösterdi.
SUV segmenti, bu dönemde 11 kat büyüyerek pazarın %48'ini oluştururken,
Fiat 500, Fiat Panda gibi araçların yer aldığı ‘Mini’ segmenti %5'e düştü. Tamamen
elektrikli ve hibrit araçlar (HEV ve PHEV) giderek popülerleşirken 2023'te tamamen
elektrikli otomobillerin pazar payı %15'e, şarj edilebilir hibritlerinki ise %8'e ulaştı. Ticari araçlarda ise elektrikli teknolojiler hızlı bir şekilde benimsendi; ancak ağır vasıtalarda bu oran %1'in altında kaldı.
Emisyon Eğilimleri
Yeni binek otomobillerin ortalama CO2 emisyonları
2022’de 110 g/km iken 108 g/km'ye düştü. Bu düşüşte tamamen elektrikli (BEV) ve şarj edilebilir hibrit araçların artışı etkili oldu. AB genelindeki filo ortalama hedefleri,
2030 yılına kadar emisyonlarda %55,
2035 yılına kadar ise
%100 azalma sağlamak şeklinde.
Şarj Altyapısı
2023 yılında kamusal şarj noktalarında önemli büyüme sağlandı.
2023 ortasından
2024 ortasına kadar
%57 artış gözlemlendi. En büyük artış Danimarka, Belçika ve Almanya'da görüldü.
Dizel Pazarı Düşüşü
Dizelin yeni araç tescillerindeki payı ise 2014'teki yüzde 53 seviyesinden yüzde 18'e geriledi. Bu düşüşte sürdürülebilirlik odağının etkili olduğu söylenebilir.
Teknolojik Gelişmeler
Yeni binek araçlarının ortalama motor gücü 2023'te %56 artarak 115 kW'a yükseldi. İsveç'te ortalama motor gücü 166 kW ile en yüksek değerde görüldü ve bu araçlar 1.836 kg ile en ağır araçlar oldu. Buna karşılık İtalya'daki araçlar 93 kW motor gücü ve 1.408 kg ağırlıkla en hafifler arasında yer aldı.
Raporun tamamına Uluslararası Temiz Ulaşım Konseyi (International Council of Clean Transportation) web sayfasından erişilebilir.
Kısa Kısa Markalardan...
Xiaomi, 2025 yılının ortalarında piyasaya sürmeyi planladığı yeni YU7 spor arazi aracını (SUV) resmi olarak tanıttı. MIIT web sitesindeki verilere göre YU7, 4.999 metre uzunluğa, 1.996 metre genişliğe ve 1,6 metre yüksekliğe sahip. Bu ölçüler, Tesla'nın Model Y SUV'si ile karşılaştırıldığında YU7'nin daha geniş ve daha alçak olduğunu gösteriyor.
YU7, 3 metrelik bir dingil mesafesine sahip olup, bu uzunluk geniş iç hacim ve konforlu bir sürüş deneyimi sunmayı vaat ediyor. Ayrıca, araç, genellikle "kara kutu" olarak anılan bir olay veri kaydedicisiyle donatılmış. Bu özellik, sürüş güvenliği ve veri analizi açısından önemli bir avantaj sunuyor. Xiaomi'nin bu yeni modeli, elektrikli SUV pazarında iddialı bir seçenek olarak dikkat çekiyor.
Xiaomi'nin yeni SUV'si, önde ve arkada sırasıyla 220 kilowatt ve 288 kW'lık tepe güç çıkışlarına sahip çift motorlu bir sisteme sahiptir. YU7 ayrıca saatte 253 kilometrelik bir azami hıza sahiptir.
Honda, 2040 yılına kadar tüm yeni araç satışlarını elektrikli (BEV) ve yakıt hücreli (FCEV) araçlardan oluşturmayı hedefliyor. Bu süreçte hibrit-elektrikli araçlara yönelik yüksek talebi karşılamak için yeni nesil e :HEV sistemi gösterimi yapılıyor. Üç farklı sürüş sistemine sahip bu sistem, yenilenen 1,5 ve 2,0 litrelik motorlarla daha yüksek yakıt verimliliği, üstün sürüş performansı ve kapasite faydası sunmayı hedefliyor.
Yeni nesil e :HEV, güç akışı ve motor hızlarındaki sistemlerle hem performans hem de maliyet avantajı sağlıyor. Küçük ve orta boyutlu hibrit motorlar için bu sistemi keşfederek, yakıt ekonomisini %10'dan fazla artırmayı hedeflerken, sürdürülebilirliği koruma, maliyet düşürme çalışmalarıyla dikkat çekiyor. Honda, bu teknolojilerle 2030 yılına kadar yıllık 1,3 milyon hibrit araç satışını hedefliyor ve elektrikli araç işinde güçlü bir temel oluşturmayı planlıyor.