if (window.location.href.includes("kurumsal-teklif")) { window.dataLayer = window.dataLayer || []; window.dataLayer.push({ 'event': 'kurumsal_teklif_button_click' }); }
Voltify Elektrikli Bülten On Üçüncü Sayısı | Voltify

Voltify Elektrikli Bülten On Üçüncü Sayısı


Voltify’dan Elektrikli Bültenin yeni sayısına hoş geldiniz.

Sektörden, markalardan, analistlerden, kısacası dünyada elektrikli araç pazar ve ekosistemine etki eden gelişmelerden haftalık derlediklerimizi düzenli olarak Voltify Blog’da paylaşıyoruz.

Bizi sosyal medya kanallarımızdan takibe alarak gelişmelerden haberdar olabileceğinizi hatırlatarak bu haftanın gelişmelerine geçebiliriz.

ABD Seçim Sonuçları: Elektrikli Araç Geçişi Yavaşlayabilir Mi?


5 Kasım Salı günü gerçekleşen ABD seçimlerinde Trump, ikinci dönem için başkan seçildi ve Senato Cumhuriyetçilerin kontrolüne geçti. Temsilciler Meclisi’nin durumu netleşmemiş olsa da Cumhuriyetçilerin üstünlüğünü koruması bekleniyor. Bu sonuçlar, küresel ekonomiyi büyük ölçüde etkileyecek olsa da özellikle ABD’nin devasa otomotiv pazarındaki sonuçları büyük merak konusu.

Trump, seçim kampanyasında elektrikli araçlara geçişi hızlandıracak düzenlemeleri ve teşvikleri sonlandıracağını belirtmişti. Ancak, Tesla’nın CEO’su Elon Musk ile olan yakın ilişkisi, bu yaklaşımı karmaşık hale getiriyor. Trump, Musk’ı federal hükümette aktif bir role getirmeyi planladığını ifade ediyordu. Geçtiğimiz günlerde Musk, Vivek Ramaswamy ile birlikte yeni kurulan Hükümet Verimliliği Bakanlığının başına getirildi. Bu durum, Trump yönetiminin elektrikli araç politikalarındaki çelişkileri artırırken, sektördeki belirsizliği de körüklüyor.

Trump’ın Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara yönelik tarifeleri artırma planı, Tesla için avantajlı bir durum yaratabilir. Çinli üreticilerin ABD pazarına girişini zorlaştıracak bu politikalar, Tesla’nın yerel pazardaki hâkimiyetini artırabilir. Öte yandan, Trump yönetiminin otonom araçlar için düzenlemeleri hızlandırmayı planladığı da bildirildi. Bu, Tesla’nın yeni tanıttığı Cybercab modelini 2026 yılına kadar yollara çıkarmasını kolaylaştırabilir.

ABD Otomotiv Sektörünün Durumu


Biden yönetiminde elektrikli araç satışları hızla artmış ve 2020’de 240.000 seviyesinden 2023’te yaklaşık 1,2 milyona ulaşmıştı. Ancak Trump yönetimiyle birlikte üç ana alanda değişiklik ihtimali söz konuş.

Enflasyon Azaltma Yasası (IRA): 2022’de imzalanan bu yasa, elektrikli araçlar için 7.500 dolara kadar vergi teşviklerini içeriyor. Trump, bu teşvikleri "gereksiz" olarak nitelendirerek kaldırmayı planlıyor. Ancak Tesla’nın bu durumdan zarar görmek yerine fayda sağlayabileceği öne sürülüyor. Musk, "Teşviklerin kaldırılması Tesla için avantaj olur" şeklinde açıklamalarda bulunmuştu.

EPA Emisyon Standartları: Trump’ın, EPA'nın 2032’ye kadar belirlediği emisyon standartlarını yumuşatması bekleniyor. Bu değişiklikler, diğer otomobil üreticilerini küresel rekabette zayıflatabilir. Örneğin, General Motors ve Ford gibi üreticiler, elektrikli araç üretimini kısmak zorunda kalabilir.

California Hava Kaynakları Kurulu (CARB): California’nın bağımsız emisyon standartları belirleme yetkisi, Trump yönetimi tarafından sonlandırılabilir. Bu değişiklik, ABD’nin %30’unu kapsayan eyaletlerde sıfır emisyon hedeflerini etkileyebilir.

Genel Görünüm


Trump yönetimi, elektrikli araç geçişini yavaşlatacak olsa da sektördeki dönüşümü tamamen durdurmayacaktır. Federal teşviklerin kaldırılması, kısa vadede fiyatları artırabilir ve talebi azaltabilir. Ancak özel sektör odaklı çözümler, özellikle Tesla gibi büyük oyuncular için fırsatlar yaratabilir. Diğer yandan, altyapı geliştirme sürecindeki eşitsizlikler ve düzenlemelerdeki değişiklikler, uzun vadeli sürdürülebilirlik hedeflerini zora sokabilir.

Sonuç olarak, Trump’ın politikaları elektrikli araç endüstrisinde karmaşık bir etki yaratacak gibi görünüyor. Tesla bu belirsizlikte avantaj sağlamaya çalışırken, geleneksel üreticilerin geleceği belirsizliğini koruyor.

IEA Enerji Teknolojileri Perspektifleri 2024 Raporundan Notlar


Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) hazırladığı Enerji Teknolojileri Perspektifleri 2024 raporu, enerji, sanayi ve ticaret politikalarının kesişim noktasını inceleyerek temiz enerji dönüşümüne odaklanıyor. Raporda, sürdürülebilirlik, inovasyon ve enerji güvenliği doğrultusunda temiz enerji teknolojilerinin üretim ve ticaretindeki hızlı büyüme vurgulanmaktadır. İşte temel başlıklar:

Temiz Enerji Teknolojilerinin Yükselişi




Üretim Yatırımlarında Büyük Artış




Küresel Ticaret ve Ekonomik Değişimler




Bölgesel Olarak Öne Çıkanlar




Zorluklar ve Fırsatlar




Politika Tavsiyeleri




Rapor, temiz enerji dönüşümünün tam potansiyeline ulaşması için küresel iş birliğinin, güçlü sanayi stratejilerinin ve sürdürülebilir ticaret politikalarının önemini vurguluyor.

Avrupa Elektrikli Araç Şarj Ekosistemi: Geleceğin Yol Haritası ve Çözümler


Elektrikli araç şarj ekosistemi, sürdürülebilir mobiliteye geçişin temel taşlarından biri olarak hızla gelişiyor. Ancak bu dönüşüm, yalnızca altyapı miktarını artırmakla sınırlı değil; aynı zamanda kalite, kullanıcı deneyimi ve akıllı teknolojilerin entegrasyonu gibi kritik unsurları da kapsıyor.

J.P. Morgan tarafından yayımlanan rapor, Avrupa'daki elektrikli araç şarj altyapısının mevcut durumu, karşılaşılan zorluklar ve geleceğe yönelik çözümleri ele alarak, sektör oyuncularına yol göstermeyi amaçlıyor.

Sektör Durumu ve Zorluklar: Elektrifikasyon ve ulaşımın karbon ayak izini azaltma hedefleri doğrultusunda, şarj altyapısının hem donanım hem yazılım açısından geliştirilmesi kritik. Ancak yüksek faiz oranları, jeopolitik baskılar ve değişen iş öncelikleri sektörde zorluklar yaratıyor.

Müşteri Deneyimi: Şarj altyapısının kalitesi, tüketici deneyimini iyileştirmek için önemli. Müşteriler sabit fiyatlandırma ve kullanıcı dostu sistemler talep ediyor. Elektrikli araç şarjı, geleneksel yakıt dolumundan ziyade dijital bir hizmet olarak görülüyor.

Akıllı Şarj Teknolojisi: Elektrikli araçlar, şarj sırasında enerji piyasalarına katkı sağlayabilecek "tekerlekli bataryalar" olarak değerlendiriliyor. Bu hem şebeke dengesini iyileştirecek hem de tüketicilere mali faydalar sağlayacak.

Filo Perspektifi: Ticari filoların elektrifikasyonu, toplam sahip olma maliyetinin düşürülmesi, çevresel hedefler ve düzenleyici teşviklerle hız kazanıyor. Ancak ödeme altyapısı ve maliyet yönetimi zorlukları devam ediyor.

Çözüm Önerileri:


1.Şarj Altyapısında Kaliteyi Teşvik Etmek:

Müşteri deneyimi, şarj altyapısının sadece miktarına değil, aynı zamanda kalitesine de bağlıdır. Yüksek kaliteli şarj noktaları, güvenilirlik, hız ve ek hizmetler (kafeterya, dinlenme alanları gibi) sunarak tüketici memnuniyetini artırır. Ayrıca, kullanıcıları en iyi şarj noktalarına yönlendiren öneri sistemleri ve teşvik mekanizmaları, sektörde rekabet avantajı sağlayabilir.

2. Tahmin Edilebilir ve Uygun Fiyatlandırma Modelleri

Elektrikli araç sahipleri, maliyetlerin önceden tahmin edilebilir olmasını ister ve bu talep, şarj fiyatlandırmasının mobil aboneliklere benzer bir yapıya geçişini gerektirir. Aylık sabit ücretlerle sınırsız veya belirli kW şarj sunan planlar, müşterilerin uzun vadede daha fazla tasarruf etmesini sağlayabilir. Bu model, şarj işlemini daha şeffaf ve erişilebilir kılarak tüketicinin güvenini kazanabilir.

3. Akıllı Enerji ve Talep Yanıtı Sistemlerini Entegre Etmek

Elektrikli araçlar, yalnızca bir tüketim aracı olmaktan çıkarak "tekerlekli bataryalar" olarak şebekeye katkıda bulunabilir. Akıllı şarj teknolojileri, araçların şarj zamanlarını optimize ederek enerji şebekesindeki dengesizlikleri azaltabilir ve kullanıcılar için mali teşvikler yaratabilir. Bu yaklaşımla, araç sahipleri, enerji talebi düşükken şarj ederek daha uygun fiyatlarla enerji satın alabilir veya batarya kapasitelerini şebekeye satarak gelir elde edebilir.

4. Ödeme Süreçlerini Basitleştirmek

Şu anda elektrikli araç kullanıcıları, birden fazla uygulama ve ödeme yöntemi ile karmaşık bir sistemle karşılaşıyor. Bu deneyimi iyileştirmek için tek bir dijital cüzdan üzerinden entegre bir ödeme sistemi oluşturulabilir. Kullanıcılar, şarj istasyonlarında RFID, QR kod veya "plug and charge" gibi kolay çözümlerle işlem yapabilir, bu da süreçleri daha hızlı ve kullanıcı dostu hale getirir.

J.P. Morgan, sektöre ödeme sistemleri ve mobilite çözümleri sunarak, elektrikli araç ekosisteminin büyümesini desteklemeyi hedefliyor.

Elektrikli Araç Sürücüleri için Şarj İstasyonları Kullanım Prensipleri Yayında!


Elektrikli araç sahiplerinin şarj sırasında yaşadığı zorlukları ve bazen ortaya çıkan istenmeyen tartışmaları göz önüne alarak, Sürdürülebilir Mobilite İnisiyatifi ve Zes ile birlikte “Elektrikli Araç Sürücüleri için Şarj İstasyonları Kullanım Prensipleri” belgesini hazırladık.

Bu belge, elektrikli araç şarj noktalarında uyulması gereken görgü kurallarını içermektedir ve elektrikli araç kullanıcılarının birbirine daha saygılı bir deneyim yaşamasını hedeflemektedir. Manifesto niteliğindeki çalışmamıza buradan ulaşabilir, çevrenizdeki elektrikli araç sürücüleri ile paylaşarak yayılmasına ve benimsenmesine destek verebilirsiniz.

Voltify, COP29 ve Fleet Europe Summit Etkinliklerinde


Voltify Kurucu CEO’su Mehmet Yiğit geçtiğimiz ay Milano'da düzenlenen ve filo kiralama sektörünün en önemli etkinliği olan Fleet Europe Summit 2024’e sektördeki paydaşlar ile bir araya geldi ve görüş alışverişinde bulundu. Ayrıca Voltify’ın danışmanlık alanında stratejik partneri Filo Broker ile birlikte davet ettiği tedarikçi, iş ortağı ve müşteriler ile sektördeki kadın liderlerin yer aldığı "Inspiring Women in Fleet" toplantısına katıldı. Mehmet Yiğit’in zirveden notlarını derlediği yazıya buradan ulaşabilirsiniz.

Kasım ayında Bakü’de gerçekleşen Birleşmiş Miller İklim Konferansı COP29’u ise Pazarlama Direktörü Yasemin Ağırdır Aktan takip etti.

Temiz enerjiye geçişin kaçınılmazlığı, finansman ve adil geçiş ihtiyacı, tedarik zincirinde dayanıklılık ve risk yönetimi konularının öne çıktığı zirve bugünlerde sonlanmak üzereyken müzakerelerin uzaması bekleniyor. Diğer yandan Bakü’de Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Hedefi stratejisi de açıklandı. Türkiye, 2030 yılına kadar yenilenebilir enerjiye 59 milyar dolar yatırım yapmayı planlıyor. Konuyla ilgili önümüzdeki günlerde derlenmiş notlarımıza yine Voltify Blog’dan ulaşabilirsiniz.

Kısa Kısa Markalardan ...


Mercedes-AMG, tamamen kendi bünyesinde geliştirdiği ilk SUV modelini duyurdu ve bu, markanın 57 yıllık tarihinde bir ilki temsil ediyor. Daha önceki AMG rozetli SUV modelleri, mevcut Mercedes-Benz SUV'ları temel alınarak geliştirilirken, bu yeni model tamamen AMG tarafından tasarlanıp üretiliyor.

Yeni süper elektrikli SUV, Porsche Cayenne EV ve BMW'nin yakında çıkacak modelleri gibi rakiplere meydan okumayı hedefliyor. AMG.EA platformu, yüksek performanslı elektrikli araçlara özel olarak tasarlanmış bir altyapı sunuyor ve bu SUV, platformu kullanan ikinci model olacak.

İlk olarak Mercedes-AMG GT 4-Kapılı Coupé'nin ikinci nesli bu platformu kullanacak ve ardından 2026 yılında tamamen elektrikli SUV modeli piyasaya sürülecek. Bu araç, AMG'nin geleneksel V8 ve V10 motorlarının yerini alarak, markanın elektrikli mobilitedeki performans çıtasını yeniden tanımlayacak.

Peugeot Türkiye, 7 koltuklu SUV segmentindeki yeni modelleri 5008 ve tamamen elektrikli E-5008’i satışa sundu. Avrupa'da geniş bir elektrikli araç portföyüne sahip olan Peugeot, bu modellerle performans, çevre dostu teknoloji ve konforu bir arada sunmayı hedefliyor. 5008, geniş iç hacmi ve kullanıcı dostu teknolojileri ile aileler ve uzun yolculuklar için ideal bir seçenek olarak öne çıkıyor.

Yeni Peugeot 5008, 2 milyon 580 bin liradan başlayan fiyatlarla satışa sunulurken, tamamen elektrikli E-5008 ise 2 milyon 750 bin liradan başlayan fiyatlarla alıcı buluyor. Her iki model de Allure ve GT donanım seçenekleriyle sunulmakta olup, Peugeot’nun elektrikli araç portföyünü genişletme hedefini bir adım daha ileri taşıyor.

BYD, 30. yılını 10 milyonuncu yeni enerji aracını üretim bandından indirerek kutladı ve önemli bir kilometre taşını geride bıraktı. Bu başarı, sadece 30 yıl içinde dünyanın lider elektrikli araç üreticisi haline gelmesini sağlayan CEO Wang Chuanfu'nun liderliğinde gerçekleşti. CEO, şirketin geleceğe yönelik stratejik yol haritasını ve "BYD Temel İlkeleri"ni tanıtarak, bu ilkelerin şirketin büyüme ve inovasyon sürecini yönlendireceğini belirtti.

BYD, 10 milyon elektrikli ve plug-in hibrit araç üretimine ulaşan ilk marka olarak dikkat çekiyor. İlk 5 milyon aracı 15 yılda üretirken, sonraki 5 milyon aracı sadece 15 ayda üretmesi, markanın hızla büyüyen üretim kapasitesini gösteriyor. Üretim bandından indirilen 10 milyonuncu araç ise, BYD'nin premium markası DENZA'nın Z9 modeli oldu.

Jaguar, tamamen elektrikli araçlara geçiş sürecinde marka kimliğini ve logosunu yenileyerek büyük bir dönüşüm gerçekleştiriyor. 2026 yılında piyasaya sürülmesi planlanan ilk elektrikli modeliyle birlikte, bu değişikliklerin daha geniş bir kitleye ulaşması hedefleniyor. Yeni logo, harf aralıklarının artırıldığı ve büyük-küçük harflerin bir arada kullanıldığı modern bir tasarımla öne çıkıyor. Bu tasarım, markanın geleneksel değerlerini korurken, çağdaş bir estetikle yeniden yorumlanmasını simgeliyor.

Jaguar’ın tamamen elektrikli bir marka olma hedefi, 2026’da tanıtılacak süper-GT modeliyle somutlaşacak. Şirket, bu modelde sadece teknolojik yenilikler değil, aynı zamanda özgün tasarım unsurlarına da yer vererek, markanın elektrikli geleceğini şekillendirmeyi planlıyor.